Ege Denizi ve Denizkızı Efsaneleri

Ege Denizi ve Denizkızı Efsaneleri

Deniz ve sualtı ile ilgili anlatılan pek çok yazıdan bir kısmı da efsanelerden oluşturmaktadır. Bu efsanelerden bazıları deniz canavarları ile ilgiliyken hatırı sayılır bir bölümü de denizkızlarını anlatmaktadır. Denizkızı hikâyeleri yüzyıllardır anlatıla gelmiş ve denizcilerle birlikte kıtadan kıtaya yayılarak efsaneleşmiştir. Ege Denizi’nde geçen efsaneleri, adaların çok olması sebebiyle daha etkileyici ve daha gizemli bulmuşumdur. Sanki her an karşınıza çıkacakmış beklentisi büyük bir heyecan yaratmaktadır.

İlk denizkızı ile ilgili efsane M.Ö. 1000 yıllarında Asurlularda görülmüştür. Ölümlü bir çobana âşık olan Atargatis, Asur kraliçesi Semiramis'in annesi ve ölümsüz bir tanrıçadır. Âşık olduğu genç çoban öldüğünde Atargatis balığa dönüşmek için bir göle atlar. Ama ayakları bir balık kuyruğuna dönüşür ve suda nefes almaya başlar. Atargatis’i tasvir ederken kafası bir insan kafası ve bacakları da balık şeklinde görülmektedir. Yunanlılar ise Atargatis'i, Derketo diye anlatmaktadır. Anlatılan efsaneler arasında bir diğeri ise Büyük İskender’in kız kardeşinin öldükten sonra bir denizkızına dönüştüğüne inanılandır. Hala Ege Denizinde yaşadığı, denizcilere “Büyük İskender yaşıyor mu?” diye sorduğu söylenmektedir. Denizciler, “Yaşıyor!” cevabını vermezlerse onları öldüreceği inancını taşımaktadır.

Ayşin Yetmen, Ege Denizi ve Denizkızı Efsaneleri, Peter Salvatore, Ege Denizinin efsaneleri, Deniz efsaneleri, Sualtı efsaneleri

Ege Denizi’ne kıyısı olan Foça’da bir başka efsanenin konusunu oluşturmaktadır. Yunan Mitolojisinde sirenler boş adalarda yaşadıklarına inanılan deniz yaratıklarıdır (denizkızlarıdır). Geniş omuzlu kuş şeklinde bir vücuda ve kadın başına sahiptirler, yüzleri çok güzeldir ve etkileyici sesleri ile de sürekli şarkı söyler. Pek çok denizkızı filminde de bu tanımdan faydalanıldığı görülmektedir.

Buralardan geçmekte olan denizciler, sirenlerin söylediği şarkılardan etkilenerek gemilerini bilinçsizce kayalara doğru sürmekte ve gemilerini parçalamaktadır. Parçalanan gemilerle birlikte denize düşen denizcileri de sirenler parçalayarak yemektedir. Foça’da Orak Adasının yakınlarında bulunan ve hiçbir canlının yaşamadığı bu adacıklar Siren Kayaklıkları adıyla bilinmektedir.

Yine bir efsanede Odysseus İlyada Destanında Homeros’un Truva Savaşından dönerken Ege Denizi’ndeki Siren Kayalıklarının arasından geçmesi gerektiğini anlatılır. Sirenlerin seslerine kapılmamak için kendisini geminin direğine halatlarla sıkıca bağlattıktan sonra ağzını da süngerle kapattırır. Denizkızlarının seslerini duymasını engellemek için de tüm gemicilerin kulaklarını balmumu ile kaplatır. Her ne kadar sirenleri duyup büyülenmişse de kimseye bağıramadığı, bağırsa da duyuramadığı için gemi süzülerek geçer gider. 20 yıldır onun yolunu gözleyen karısı Penolepe’sine böylece kavuşmuş olur. Bunun gibi daha pek çok efsane denizkızlarını anlatmaktadır.

Deniz; efsaneleri, içinde yaşayan canlıları, zaman zaman keşif yapan dalgıçları ile hayatımızın önemli bir parçası olmaya devam edecektir. Özellikle kıyı şeridinde yaşayanlar için deniz sonsuzluk ve mutluluk anlamı taşıdığından, bir şekilde kendi efsanelerini yaratmaya devam edecektir. Efsanelere inanmasanız da aranızda yaşayan Denizkızlarını görmeniz dileğiyle…

Dr. Ayşin Nalân YETMEN

Lojistik ve Ulaştırma Bilim Uzmanı

Abonelik Formu

* gerekli yerler

Sualtı Dünyam

2017 © Copyright by Peter Salvatore