Dalış Cenneti

Dalış Cenneti

Sualtı cennetinde yaşıyoruz da bilmeden! Kızıldeniz'i, Malezya'yı, Endonezya'yı gözümüzde büyütüyoruz aslında çünkü elma farklı, portakal farklıdır ve ikisi de farklı lezzettir.

Ama lezzettir!

Kızıldeniz'in tadı farklıdır, Sipadan'ın farklı ama sonuçta Akdeniz'de bir tattır, Ege'de... Karadeniz çok farklı bir tattır!

.... dalıs cenneti, dalış cenneti ülkemiz, ülkemiz dalış cenneti bölgeleri, dalış cenneti nereleridir Kimisi yazın sever sualtını, kimisi kışın! Aynı meyve olsa da Akdeniz'de/Saros'da kışın dalmanın tadı başkadır, yazın başka! Hatta bazan aynı noktada sabah dalışın tadı başkadır, öğleden sonra başka, gece bambaşka...

.... Elbette kimle/kimlerle daldığın da, ne için daldığın da farklı farklı tatlardır.

.... Akıntı farklı bir lezzet, mağara ayrı... Batık değişik bi lezzet, duvar çok ayrı! Tuzlu su ayrı, tatlı su ayrı bir lezzet!

.... Yıllar önce Bodrum'a dalışa gittim. Makinem elimde kafama göre dalışlar yapıyordum. Teknenin hocası da önceden tanıştığım bir büyüğüm. Tekne kalabalık Sayılmaz ama başlangıç seviyesinde balıkadamlar ağırlıklı. Hocam rica etti, bir üçyıldızla birlikte dalmam için. Çünkü diğerlerine göre çok deneyimli olan üç yıldız biraz sıkılmıştı galiba sığda dalmaktan. Bilenler bilir teknenin hocasının ricası emirdir, tartışılmaz, pazarlık edilmez!

.... Bu arada üç yıldız bir Belçikalı turist. Önce birşeyler sordum, cevapladı. Zaten iyi bir dalgıç olduğunu söylemişlerdi, emin oldum. Yanlış hatırlamıyorsam Köçek Adasıydı dalış noktamız. Ve azıcıktan azıcık kuvvetli bir akıntı olduğu yüzeyden bile görünüyordu. Giyindik, kuşandık, atladık. İşaretimle inişe geçtik. 3-5 metre indik bir sarpa sürüsüne rastladık. Belçikalı huşu içerisinde diz çöktü izliyor, ama ne izliyor. Sanırsın kaza namazı kılıyor ruhani bir görüntüyle... Bekle bekle olmadı, işaret ettim görmedi, omuzuna vurdum tınmadı. Neyse sarpalar uzaklaşınca Belçikalı normale döndü ve beni takibe başladı. 5-6 metre ilerledik bu kez bir ahtapot buldum, çağırdın. Hay çağırma olaydım, adam geldi gene diz çöktü huşu içinde ahtapot bakıyor. Bu arada akıntı onu kaldırıyor ben bir omzuna basıyorum, uzaklaşmasın diye ama farkında bile değil, ahtapota kilitlenmiş bakıyor. Baktım hava tüketimi fena değil, heyecanı dorukta ama gene de fazla hava harcamıyor.

..... Uzatmayayım her iki üç metre derinlikte, her 5-6 metre mesafede gördüğümüz her canlıya secde ede ede ilerledik ve dalışı muhtemelen en fazla 10 metre derinlikte, tekneden en fazla 10-15 metre uzaklaşarak bitirdik. Benim için sorun yok, sıkılmadım çünkü o secdede bekledikçe ben fotoğraf çektim.

.... Çıktık tekneye. Heyecanla neden bu kadar heyecan duyduğunu, neden her canlıyı ilahi bir varlık gibi izlediğini anlamaya çalıştım. Sordukça sordum.

Meğer ilk kez bu tatilinde denizle tanışmış, 100'den fazla dalışı varmış ama hepsi de tatlı su dalışı imiş. Hep göllerde dalmış. Görüşün çok çok sınırlı olduğu sularda çok az balık görme imkanı olmuş. Birlikte daldığımız son dalışı kadar muhteşem hiç dalışı olmamış garibimin....

Konuşmadan sonra anladım her balık gördüğünde çakılıp izlemesini...

..... Belçikalının durumu ile ilk kez Kızıldeniz'de dalan herhangi birimizden bi farkı yok aslında... Hemen hemen aynıydı!

Ona göre burası cennet, bize göre Kızıldeniz cennet, Sudanlı dalgıç için de muhtemelen Galapagos cennet!

..... Bizim sular da cennet aslında... Tabii cennet dediğimiz de tek bir nokta değil, kuzeyi var güneyi var, hepsi ayrı bir cennet!

.... Bana sorarsanız, dalabilğim her yer cennet, daldığım her mevsim yaz, yapabildiğim dalış türü de düşünebildiğim en ilahi güç!

İyi dalışlar,

Yazı : Mehmet Avadan

Abonelik Formu

* gerekli yerler

Sualtı Dünyam

2017 © Copyright by Peter Salvatore